"SU" VE "HASTALIKLAR" VE "FİLTRESİ"
Yukarıdaki videonun Türkçesini herkes için çevirdim. Başta gördüğünüz sayılar videodaki dakikaları gösteriyor. Hep birlikte bizi ayırdıkları sağlığımıza yeniden kavuşabilmemiz için önemli bir ilk adım olduğuna inandım. Ben üşenmedim çevirdim, siz de üşenmeyin okuyun veya İngilizce bilenleriniz dinlesin. Doktorun söyledikleri Amerika ile sınırlı değil, tüm dünya için geçerli. Vakit buldukça diğer hastalıklar için yayınladığı videoları da çevireceğim. Teşekkürler Dr. John Bergman.
“00:00-1:00”-- Youtube üzerinde pek çok
konuşmam var. Bu akşam kolay bir konumuz var. Sudan bahsedeceğiz.
Pekala. Su ne kadar zor olabilir? Bilirsiniz biraz hidrojen biraz
oksijen. Aslında zor olan şu: Su filtresinden bahsederim,
kullanılabilecek en iyi su filtresini açıklarım, suyunuzu niye
filtrelemeniz gerektiğini ve vücudunuzun su için kullandığı
fizyolojik süreçleri anlatırım diye düşünüyordum. Ama sonra
bu iş karmaşık bir hal aldı. Suyumuzu neden filtrelememiz
gerekiyor, su nereden geliyor, yarım litre Fiji suyuna neden 2 dolar
ödemem gerekiyor ve bu iyi su mu? Sizin için daha iyisi hangisi?
Sonra iş, içinde bulunduğumuz su krizini anlamaya geldi. Bir su
krizi olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum. Bize 40 yıldır
bir kuraklıktan bahsettiklerini biliyorum ama pek bir
etkisini görmemiştim. Ama sonra şuna bakmaya başladık.
“1:01-2:00” -- Vücudumuzun ve
gezegenimizin %70'i sudan oluşuyor. Bu miktar gezegenimizde hep
bulunan su miktarı, bu miktar değişmedi. Güneşle buharlaşır,
bulutlara yükselir ve yağmurla iner. İçeriz, yıkanırız,
bahçemizi sularız, vs. Acı olan yanı şu: Su kaynaklarımızı
tüketiyoruz. Gezegende aynı miktarda içme suyumuz varsa ve eğer
tükeniyorsa, bu tükenişe sebep olan nedir? Öncelikle, eskiden
sadece yüzeydeki suyla yaşardık, artık yeraltı sularını da kullanıyoruz. Her gün 30 milyar galon yeraltı suyu çıkarılıyor
ve bu yerine geri konulmuyor. İki film seyretmenizi öneririm: Biri
“Blue Gold World- Water Wars” diğeri “Tapped”. “Tapped”
en moral bozucu filmlerden biri.
“2:01-3:00” -- Asla ama asla
plastik şişe içinde su almayacak, su vermeyeceksiniz. Veya bir
dükkana gidip plastik şişe içinde su almayacaksınız. Cam veya
paslanmaz çelik kullanmak biraz zahmetli olacak ama sadece bu
zahmete değer demiyorum, başka seçeneğiniz yok. Eğer bu
gezegende yaşayacaksanız bu gezegendeki yaşama da yardım
edeceksiniz. Mantıklı geliyor mu? Gelmiyorsa gidin o zaman, bana
göre hava hoş. Bir saniye, bu gezegenden ayrılamıyorduk değil
mi? Hayır. Sanırım buraya sıkışıp kaldık. Ne derler
bilirsiniz, küresel düşün, yerel hareket et. Ama artık
seçeneğimiz yok. Tamam mı? Fast food yiyip, sigara içip sonra da tansiyon
ve kolesterol haplarını alarak yaşayamazsınız. Bu saçmalık.
Daha erken ölürsünüz. Sağlıklı olmak istiyorsanız yaşam
tarzınızı değiştireceksiniz. Findaspring.com sitesini tavsiye
derim. Bazı gerçek kaynak sularının adresi veriliyor.
“3:01-4:00” -- Yani yeraltından
doğal çıkan sular. En yakını burada Carlsbad'de ve bir galonu 50
cent, yaklaşık bir buçuk saatlik mesafede. Üç saatlik mesafede
Hemet'te de bir tane var. Bu çok gerekli. Suyla ilgili bir şey var.
Su gerçekten de benzersizdir. Suyun nasıl işlediğini hala
bilmediğimiz bazı özellikleri var. 2012 yılındayız ve epey
geliştik diye düşünebilirsiniz ama aslında epey geri kalmışız.
Karanlık çağda yaşıyoruz. Suya baktığımızda şey... Maddeler genellikle soğuduğunda çeker. Metal, ahşap, tüm
bunların belirli bazı özellikleri var. Ama su, yaklaşık 4 C
derecede yoğunlaşır ve çöker. Soğuduğundaysa yüzeye çıkar.
“4:01-5:00” -- Biliyorum, hadi ya,
diyorsunuz ama şöyle düşünün bu özelliği olmasaydı göller
donup kaskatı olurdu ve tüm balıklar ölürdü. Yani bu olayın
bir fonksiyonu var ve suyun bu şekilde davranmasını sağlayan
tasarımında bir zeka var. Aynı zamanda su genel bir eritkendir,
herhangi bir şey suyun içinde çözünür. Suyla oyulmuş kayaları
gördünüz mü? Herçekten de epey düzgündür. Bundan başka, su
sıkıştırılamaz. Hidrodimaği vardır, üç farklı hali vardır.
Ekrandaki yazı:
Eski insanlar suyun kutsallığıyla
ilgili derin bilgi sahibiydi.
--
Bilim insanları suyun hafızasını
araştırıyor
8 Aralık, 2011
Almanya, Stuttgart Üniversitesi Uzay
Enstitüsü, suyun hafızası olduğu teorisini destekliyor. Bu iddia
dünyaya bakış açımızı kökten değiştirebilir.
Su içtiğimizde atalarımızdan
hangi mesajları alıyoruz
- su varlığımızın ana kaynağıdır.
- içimizdeki her bir hücenin ve lifin bir parçasıdır.
- özümüzü teşkil eder
- dünya, hayvanlar, insanlar ve bitkiler bir olur
- milyonlarca yıldır dünya üzerinde aynı miktarda su bulunmaktadır
Yeni yeni şeyler öğreniyoruz çünkü
unutmayın Karanlık Çağdayız. Kimyasal kullanarak fizyolojimizi
değiştirmeye çalışıyorlar. Semptomları iyileştirmek için
ilaç veriyorlar. Tylenol, Advil, Motrin, İbuprofen gibi şeyleri
hiç duydunuz gibi saçma bir soru sorarsam beni bağışlayın. Bu
kimyasalları duymuş muydunuz?
“5:01-6:00” -- Tylenol hariç, o
biraz kendine özgü. Biraz komik. Tylenol nasıl iş görür biliyor
musunuz? Onlar da bilmiyor? Klinik eczacılık bilimine bakarsanız,
etki mekanizmasının anlaşılmaz olduğunu söyler. Diğer
non-steroid ve anti-enflematuarların, “ben artık yapamıyorum”
protokülünün üretilmesini engelleyerek eklem kıkırdaklarına
zarar verdiğini biliyoruz. Yani tıbbın Karanlık Çağında eklem
ağrısı için size eklemlere zarar veren ilaçlar verirler. Bu
sizce saçma mı yoksa saçma mı? Anlayın işte, suyu incelerken bu
türden bir teknolojiyi kullanıyoruz. Su bilgi saklayabilir, suda
bilgi mevcuttur. Bunu nasıl yaptığını bilmiyoruz. İlaçların
nasıl etki ettiğini bilmiyoruz, suyun nasıl bilgi sakladığını
bilmiyoruz. Düşünceyi ölçebilir miyiz? Hayır.
“6:01-7:00” -- Ama beyin
aktivitesini ölçebiliriz. Düşünceyi ölçecek teknolojiye sahip
değiliz. Aslında ilginç. Şimdilerde Japonya'da, Almanya'da,
Rusya'da, Amerika'daki bazı yerlerde bir araştırma yapılıyor.
Suyun bilgiyi saklama kabiliyeti olduğunu buldular. Bazı yerlerde
şöyle yaptılar. Aynı kaynaktan suyu aldılar ve aynı
kavanozların içine koydular. Suya düşünce yönelttiler, su
kristal formasyonlar oluşturdu, sonunda farklı kristaller ve farklı
formasyonlar oluştuğunu gördüler. Bunun nasıl olduğunu
bilmiyoruz ama ilginç bir şey var. Su, varlığımızın temelinde
yer alır, vücudumuzdaki her hücrede mevcuttur. Dünyadaki her
hayvanda vardır. Milyonlarca yıldır gezegenimiz aynı suyu
kullanıyor. Eğer bir tür bilgi saklıyorsa bu nedir?
“7:01-8:00” -- İlginç bir
çalışma. Dr. Emoto'nun çalışmasına bakalım. Çok zeki bir
doktor. Bir sürü deney yaptı. Suya klasik müzik, rock müziği
gibi ses dalgaları verdi, olumlu veya olumsuz düşünceler
yöneltti. Kavanozların üzerine “senden nefret ediyorum”
“senden hoşlanmıyorum” gibi yazılar etiketledi ve suda kristal
oluşumlar belirdi. Aynı kaynaktan gelmesine rağmen suda farkı
formasyonlar oluştu. Eskiden yapardık ama artık unuttuk
gitti. Neden yemek duası yapardık? İki sebebi vardı: Yaratıcı
Tanrı'nın size sunduğu berekete şükretmek için. İkincisi, bu
yemek sizin bir parçanız olacaktı. Eğer bir parçanız olacaksa
ona iyi davranmalısınız. Eğer gidip genetiğiyle oynanmış
Doritos denen mısır cipslerinden yerseniz,
“8:01-9:00” -- gidip üstüne
kemikleri zayıflatan fosforik asitle karıştırılmış yüksek
fruktozlu mısır şurubu içerseniz, ben neyi tarif etmiş olurum?
Diyet Cola ve Doritos'tan meydana gelen vegan yemeğini mi? Evet
sağlığınızı bozmuş oluyorsunuz. Şuna bir bakın. Dua etmeden
önce, dua ettikten sonra ve su, aynı kaynaktan. İşte ben de bunu
kullanıyorum; sevgi, şükran ve neşe. Bunu neden yaptım? Bunu her
elime aldığımda üstündeki yazıyı okuyorum ve zihnim aynı
duruma geliyor. Bu size mantıklı geliyor mu? Bu önemli çünkü
eğer gezegenimize, suyumuza ve kendimize sevgi, minnettarlık ve
neşeyle yaklaşırsak sizce daha iyi bir yerde mi oluruz? Evet.
“9:01-10:00” -- Şimdi bir de
gezegenimizde yol açtığımız vahşete bir bakalım. Hala sadece sudan
bahsediyoruz. Aranızda kaç kişi Ogallala Suverenini duydu? Bu çok
çok eski su, sekiz eyalete yayılır ama artık gitgide azalıyor. Bu
sekiz eyalette yaşayan insanların %82'si bu çok eski suyu
kullanır. Bu su bazen yerin binlerce metre aşağısından
çıkarılır. İçme suyu olarak kullanılıyor, aynı zamanda %20'si yiyeceklerimizde kullanılıyor. Yani markete gittiğinizde
gördüğünüz yiyeceklerin 3'te biri Ogallala Suvereniyle
yetiştirilmiştir. Bu çok önemli ama aynı zamanda bitiyor.
Geri dönüşen sudan 15 kat fazla su harcıyoruz. Ayrıca bu su
zehirleniyor. Yerlatına pek çok bitki ve böcek öldürücü ilaç
katılıyor.
“10:01- 11:00” -- Su seviyesi her
yıl yaklaşık 1.5 cm artıyor ama biz onu yaklaşık 40 cm
indiriyoruz. Şöyle düşünün, yatırdığınız paranın 30
katını çekerseniz banka hesabınız buna ne kadar dayanır? Suyun tamemen tükenmesine 45-50 yılımız kaldı. Yani hiç su
kalmayacak. Bu suyu ya göllerden çalacağız ve kuzeyi berbat
edeceğiz ya da su bulmak için başka bir şey yapacağız. Su geri
dönenden daha hızlı tükeniyor. Zehirleyici tarım ilaçlarının
büyük çoğunluğunun mısır yetiştirmekte kullanılan tarım
ilaçlarından kaynaklandığını öğrendik. Aklınıza gelebilecek
hemen her üründe mısır var. Arabalar için etanolde kullanılıyor,
yüksek fruktozlu mısır şurubunda kullanılıyor ki bu
Amerika'daki en yüksek kalori kaynağı. Genetiğiyle oynanmış
yüksek fruktozlu mısır şurubu.
“11:01-12:00” -- Mısır
yetiştirmekte kullanılan kimyasalların cenin gelişimini
gerilettiğini, nörolojik sorunlara yol açtığını ve
hastalıkların artmasına sebep olduğunu biliyoruz. Bir de
hayvanlara bakalım. Ogallala Suverenine ne yapıyoruz?
Gezegenimizdeki suya ne yapıyoruz? Yemek için hayvan
yetiştiriyoruz. Avcı-toplayıcılıktan geldiğimizi
söyleyebilirsiniz. Aslında bu tam olarak doğru değil. Aslında
daha çok toplayıcı ve mızrağın yakınından geçerse avcıydık.
Hayvanlar dayandığımız bir yemek kaynağı değildi. Ana kaynak
toplayıcılıktı. Birkaç kabile söz konusuyken bu pek sorun
değildi ama bu gezegende yaşayan 7 milyar kişiye ulaşınca,
hayatta kalmak için besin kaynaklarımızı yeniden düşünmemiz
gerekiyor.
“12:01-13:00” -- Gezegenimizdeki
kıtaların %30'u hayvan yetiştiriciliğinde kullanılıyor. %30.
3'te biri, yani bitkiler için yeterince yer yok. Şöyle bir bakın.
Tüm buralarda hayvan yetiştiriliyorsa bunlar bitkileri yiyor,
eziyor. Bu pek ahenkli bir ortam değil. Yarım kilo et için 9000
litre su harcanıyor. Yaklışık 11.000 litre suyu saklamak
istiyorsanız ve fast food yiyen biriyseniz 3 tane hamburger almayın.
Hemen o anda 11.000 litre suyu kurtarmış olursunuz. İyi değil mi?
Susuz kalacağımızı ve kaynaklarımızı doğru kullanmadığımızı
anlarsak suyumuzu koruruz. Yarım kilo et için haftada 95 litre su
harcanıyor. Bitki yetiştirmek çok daha verimli.
“13:01-14:00” -- Bunu çok
seviyorum. Yarım kilo et yemeyerek, 6 ay yıkanmamış kadar su
tasarrufu yaparsınız. İnsanları severim ama altı ay
yıkanmazsanız benden uzak durmanızı tercih ederim. Tamam bunu
gezegen için yaptığınızı anlarım, Tanrı sizi korusun. Ne
yediğinizi tekrar düşünün. Vegan diyet günde 1135 litre su
harcarken hayvansal besinler tüketmek günde 11.000 litre su harcar.
Sadece daha fazla bitkisel ürün yiyerek bunu tersine çevirebiliriz.
Et yemeyi tercih ederseniz o kadar sağlıklı olmayacaksınız.
Şimdi sığır ve domuz çiftlikleriyle ilgili bir şey var. Eğer
benim gibi 60'larda yaşadıysanız yediğiniz makarnadaki kıymanın bir ismi vardı. Küçük bir buzağının danaya dönüşmesi
yıllar alırdı.
“14:01-15:00” -- Artık bunu
yapmıyoruz. CAFO dediğimiz sığır çiftliklerimiz var. Orada
bölmelerde yaşıyorlar. Onları daha hızlı büyüdükleri kapalı
beslenme alanlarına tıkıştırıyoruz. Çok dar bir alanda
yaşadıkları için hastalanıyorlar. İşte burası mühim çünkü
hastalandıkları için onlara %70'i antibiyotikli yem veriyoruz.
İşte antibiyotik direnci bulunan ürünler bunlar. İnsanlar bu
yüzden daha büyük oralarda kanserden ölüyor. Hayvansal ürünler
yersek hastalık oranının arttığını on yıllardır biliyoruz.
Neden diye düşünmemiz gerekirdi. Fazla çalışma yok. İlk
başlarda pankreasın hayvansal proteinleri sindirmek için
normalinden daha çok çalıştığını sandık.
“15:01-16:00” -- Ama sonra etteki
endotoksinleri anladık. Tavuk, balık veya biftek yediğimizde, bu
ölü hayvanın üzerinde bakteriler bulunur. Bu bakterilerde
endotoksinler vardır. Endotoksinler sistemik enflamasyona sebep olur
yani yediğinizde endotoksinler ısıyla ölmez, böylece tüm
damarlarda enflamasyon olur. Peki enflamasyon olan damarlar
genişleyip sağlıklı damarlara mı dönüşür yoksa büzüşür
mü? Büzüşürler, bu da daha az oksijen anlamına gelir. Peki daha
az oksijende ne gelişir sizce? Kanser dediyseniz bildiniz. Ayrıca
damarlar bu durumdayken kan basıncına ne olur? Aynı miktarda
oksijen almak için tansiyon yükselir. Ama biz bu çılgın dünyada
kalınlaşmış ve küçülmüş damarlara sahip et yiyen insanlara
bakıp yüksek tansiyona sahip olduğunu görünce ne yapıyoruz?
İlaç veriyoruz.
“16:01-17:00” -- Tansiyon düşürücü
ilaç veriyoruz. Sonra nüfusumuza bakıp Aman Tanrım, Alzheimer
salgın hastalık haline gelmiş diyoruz. Peki bunların yaşam
tarzınızdaki tercihlerinizle doğrudan ilişkisi var mı? Evet.
Bunlar domuz çiftlikleri, bunlar çok büyük havuzlar. Sadece dışkı
yok, aynı zamanda kan var, yeni domuzların doğmasıyla çıkan
plasenta var. Çok dar bir alanda yaşadıkları için kuyrukları
kesiliyor, burunları kesiliyor, yani orada bir sürü vücut parçası
var. İşte buralar CAFO, kapalı hayvan yetiştirme çiftlikleri,
büyük havuzlar. İşte bunları temizlemeye çalışıyorsunuz.
“17:01-18:00” -- Ve geriye gübre
gibi bir şey kalıyor, gübre gibi çünkü içinde antibiyotik,
ağır metal, hayvan parçaları var. Bunlar çok ama çok toksik. Bu
benim 60'larda büyürken bildiğim gübreden değil. Bu,
antibiyotiğe dirençli bakterilerle ve ağır metallerle yüklü son
derece toksik bir gübre. Onlar bu gübreyi alıp tarlalara
püskürtüyor. İşte ticari üretilmiş sebzelerde bu gübreler
kullanılıyor. İlginç olan şu, eğer bir tarlanız varsa ve
yetiştirdiğiniz tahılları fabrikalara satacaksanız, bu şeyi
tarlanıza püskürtmelerine izin vermek zorundasınız. Şimdi bir
bakalım. California'da yaşıyoruz, burada asla ne olmaz? Yağmur
yağmaz derler. Pekala böyle bir tarlaya yağmur yağınca ne olur?
Suya ne olur? Suya bulaşır.
“18:01- 19:00” -- Burada gördüğünüz
bu kahverengi şeyler erir, nehirlere karışır, kirletir, Ogallala
Suvereninin dibine çöker, daha büyük nehirlere karışır,
okyanusa akar. Suyu bu yüzden filtreden geçirmemiz gerekiyor.
Biliyorum, çok sinir bozucu. Ağır metal nedir, ilacın ne işi
var, suyuma nasıl karıştı? Öylesine meydana gelmiş olamaz, o
yüzden bu konuya girdim. Filtreye bu yüzden ihtiyacımız var.
Neyse. “Tapped” isimli harika bir film var. 2030 yılında dünya
nüfusunun üçte ikisi nin yeterince içme suyu olmayacak. Eğer
buna devam edersek ölecekler. Ama bu hafta 9000 litre su tasarrufu
yapabilir miyiz?
“19:01-20:00” -- Yapacağımız şey
çok basit, sadece yarım kilo et yemekten vazgeçeceğiz. On hafta
boyunca bunu her hafta yaparsak 90.000 litre su tasarrufu yapmış
oluruz. Bunu yapabiliriz, tırmık kullanarak dünyayı
değiştirebiliriz. Hükümetimiz şirketler tarafından satın
alındı ve parası ödendi. Bu şirketler yeraltı kaynaklarımızdan
günde 30 milyar galon su çıkarıyor. Suyu çıkarıp bize geri
satıyorlar. Aslında o bizim yeraltındaki suyumuz. Tüm büyük su şirketlerinin sahibi Pepsi. CocaCola'nın da var. Yeraltından
çıkardıkları suya para vermiyorlar. Peki nasıl denetleniyor,
biliyor musunuz?
“20:01-21:00” -- Eyalet
sınırlarının dışına çıkmadığı sürece hiç denetlenmiyor.
Santi, Crystal Geyser veya Arrowhead suyu alıyorsunuz, eyalet
sınırını geçmediği sürece federal hükümet “bana göre hava
hoş” diyor. Mesela Arrowhead dağdaki kaynaktan çıkıyor, sonra
nakletmek için içine bir kimyasal karıştırıyorlar, şişeleme
tesisine gelince ilk kimyasalı çıkarmak için başka bir kimyasal
karıştırıyorlar, sonra da şişeleyip dağdan gelen kaynak suyu
diye satıyorlar. Ama öyle değil. İçine klor, florür, ağır
metal karıştırmış olabilirler. Bu su zaten yerin altında hayvan
dışkısı, antibiyotik vesaire ile karışmıştı, ayrıca lağım
tesislerinden de belirli bir oranda su içme suyumuza karışıyor.
Bu dünyanın şimdiye dek karşılaştığı en büyük ilaç
kültürü ve hiç sağlıklı değil.
“21:01-22:00” -- Bu filmi
seyretmenizi tavsiye ediyorum. Suyumuzu geri almanın zamanı geldi.
Tek kullanımlık şişelere her yerde rastlamak mümkün, ayrıca
gezegenimiz için çok kötüler. Küresel düşünmeye başlamanız
lazım. Kullanıp atacağınız bir plastik şişeyi mutlaka geri
dönüşüme göndermeniz gerek. Ben kullanmamanızı tavsiye ederim
çünkü unutmayın bu dünyanın bir ahengi var. Gezegenin ve
bedenimizin % 70'i su. Gezegen için kötü bir şey yaparsanız
vücudunuz için de kötü bir şey yapmış olursunuz. Ayrıca bu
plastik şişenin içinde kimyasallar var mı diye düşünüyorsanız,
evet hem gezegenimiz hem de bedenimiz için kötü kimyasallar var.
Çok ahenkli değil mi?
“22:01: 23:00” -- Şu hale bir
bakın. Yılda 17 milyon varil petrol. Arabalara nereden yakıt
buluruz? Plastik şişe üretmemek yeterli. Bu cam şişeler hem
kullanılabilir hem de amacımıza uygun. Paslanmaz çelik ve cam
harika kaplar. Bu şişeyi herhalde 3 yıldır kullanıyorum. Daha ne
kadar kullanırım bilmiyorum. Hehalde daha uzun bir süre. Suyu
saklamak için hangi tip şişe en iyisi? Cam kesinlikle en iyisi.
Bazı seramik türler de iyi ama üstündeki cilanın
bileşenlerine dikkat etmelisiniz. Alüminyum bir yere kadar kabul
edilebilir ama bazı toksik bileşenleri suyun içine verebilir. En
kötüsü plastik. Plastik şişenin dibine baktığınızda 2, 4, 5
gibi rakamlar göreceksiniz.
“23:01- 24:00” -- Bunlar bir miktar
güvenli sayılabilir ama yine de vücudunuz için tehlikeli. En
kötüsü şu ezilen ince plastik şişeler. %30 daha az plastik
kullanıldığını söylüyorlar. Evet ama hala sıcakken içine su
dolduruyorlar, bu yüzden toksik bileşenleri içine veriyor. Benim
en beğendiklerim cam ve gıdaya uygun paslanmaz çelik. Ucuz
paslanmaz çelik suya nikel salabilir. FDA bu gibi sorunlarla
ilgilenmiyor. Onlar Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi değil,
Sahtekarlık ve Yanıltma Dairesi. BPA içeren ambalajlarla
ilgilenmiyorlar. “Dissappearing Mail” isimli bir video var. Bu
hormonları etkiliyor. Bu yüzden her yerde tüp bebek klinikleri
var. Bunlar çok tehlikeli.
“24:01: 25:00” -- Şişe su sanayi
hiç denetlenmez ve zehirli ürün sunar. Musluk suyu en çok
denetlenen sudur. Ayda 300 kez test edilir. Ama neyi test ederler? Bu
suyun içinde bazı kimyasalların bulunmasını kabul ediyorlar.
Doğrusu bazı kimyasalları ekliyorlar. Florürlü su diye bir şey
duydunuz mu? Alkali suya bir bakalım. Kangen'i duyan var mı? 4000
dolar ödediğiniz 800 dolarlık bir cihaz. Mantıklı değil,
biliyorum. Tamam, alkali su çok çok iyi bir şeydir. Alkali gıdalar
çok daha iyidir. Asidik gıdalar onlar kadar iyi değildir.
“25:01- 26:00” -- Alkali temelli
bir sisteminiz varsa daha az hastalanırsınız. Daha asidik temelli
sistemde daha fazla hastalık oluşur Yani çok basit. 7.5 değerin
üstündeki her su aslında sağlıklıdır. Çoğu musluk suyuna, bu
pH seviyesini yükseltmek için mineral içerikli hidrojen
eklenmiştir. Aslında sizin sağlığınızı korumak için değil,
borular açısından daha iyi olduğu için bunu eklerler. Ben
vücudumdaki boruları seviyorum, suyu seviyorum. Ters ozmos da bir
başka filtreleme sistemidir. Çoğu kişi bunu kullanıyor ama her 3
litre suda 2 litre atık su harcarsınız. Yani büyük miktarda suyu
kaybetmiş olursunuz. Unutmayın günlük hayatımızda yaptığımız
her şeyde gezegenimizi düşünmek zorundayız. Bu sistem sizin için
iyi değil.
Ekrandaki yazı:
Ters Ozmos
American Medical Association
- ters ozmosun cıva ve alüminyum gibi tehlikeli ağır metalleri YOĞUNLAŞTIRDIĞI kefedildi
- cıva ve alüminyum ağır nörolojik bozukluklarla ilişkilendirildi
- hemen her şehir suyu işlemden geçirilirken alüminyu bileşenlerini kullanır
- çoğu alışveriş merkezindeki otomatlar ve bazı sucular musluktan akan şehir suyunu ters ozmostan geçirir
“26:01- 27:00” -- Amerikan Tıp Derneği bile bu şekilde açıklıyor. Bilirsiniz bunların
sağlık için yaptıkları şeyler bizi geri götürüyor, onlara
Amerikan Cinayet Derneği diyebiliriz. Bu adamlar toksik
kimyasalları kullanarak fizyolojiyi değiştirmeye çalışıyor.
Ama bu sefer onlar bile doğruyu söylemiş. Bu kimyasallar
Amerika'da en başta gelen ölüm nedeni olarak açıklandı. Ters
ozmos, cıva, alüminyum içerir. Nörolojik bozukluklarla ilişkili
ağır metalleri toplar. Yani bazı kötü şeyleri filtre etse bile,
eğer çok doğru çalışmazsa daha kötü sonuçlar doğurur.
Florürlü suyla ilgili çalışmalara bakarsak, 1930'larda ve
40'larda Alcoa Alluminium tarafından yapıldığını görürüz.
Ekrandaki yazı:
Florür
- kaynatmak florürü yoğunlaştırır
- alüminyum ve gübre sanayinin yan ürünüdür
- çıkarılan fosfat fosforik aside (soda) ve fosfatlara (gübre) dönüştürülür
- sığırı öldürdü
Florürün zararları
- kemiklere zarar verir
- kireçlenmeye sebep olur
- kanser riskini arttırır
- genetik hasara yol açar
- tiroide zarar verir
- sinir sistemi fonksiyonlarını bozar
Florür toksik bir bileşendir. Bu
hangi beynin ürünü bilmiyorum ama şunu bir dinleyin.
“27:01-28:00” -- Toksik bir
maddenin, dozu kontrol edilmeden insanlara toplu olarak verilmesi.
Toplu olarak veriliyor o yüzden dozunu kontrol edemezsiniz. Yapmanız
gereken tek şey bir diş macunu tüpünün üstüne bakmak. Bu diş
macunundaki florürden bir bezelye tanesi büyüklüğünde
yutarsanız hemen bir zehirlenme kontrol merkezini aramanızı
yazıyor. 250 ml'lik bir bardağın içinde bu kadar florür var.
Bunu üretmek büyük aptallık. Kemikleri zayıflattığını
biliyoruz. Osteoporoz toplumumuzda bir sorun haline geldi mi?
Kesinlikle. Nörolojik hasar verdiğini biliyoruz, aluminyum ve gübre
sanayinin bir yan ürünü, bu yüzden bu konuda mutlaka bir şey
yapmaları gerek. Ambalajın üstünde yutulması toksiktir yazıyor.
Suya katmak oluyor mu o zaman? Bunları anlatıyorum çünkü suyun
ne kadar iyi olduğuna bakıyorum.
“28:01-29:00” -- Sonra EPA'ya
baktım, Çevre Koruma Ajansı. Birliğin hükümete
gönderdiği mektupta, florürlü su verilmesi güvenliği olmayan
bir çalışma ortamı yaratıyor diye yazıyor. Bunlar hükümetimizin
mühendisleri ve bilim insanları. "Aman Tanrım güvenli bir iş
ortamı istiyorum bunu bana verme" demişler. Florürlü suyun
içilmesine karşı olduklarını söylüyorlar. Bilimsel literatür
buna kökten karşı. Toksik tehlike, böbrek yetmezliği, kanser...
Kanser toplumumuzda sık görülüyor mu? Evet, nüfusun %50'sinde
var. Üreme bozukluğu etkilerinden bahsedilmiş. Her yerde tüp
bebek klinikleri var değil mi? Nörotoksik, diş florzisi... yani
gerçekten kötü. Ben size 9 sayfalık evraktan parçalar okuyorum.
Eğlence olsun diye yapıyorum.
“29:01-30:00” -- Columbia'da 1
litre musluk suyu su içenler, günde 0.01 kg florür alıyor ve bu, uygun
görülen miktarın tam 100 katı. Bu sonuçlara dayanarak Birlik
şikayette bullundu ve EPA'nın çalışanlarına florürsüz su
sağlamasını istedi. Bunu değiştirmemiz lazım. Bunu nasıl
filtreleyeceğiz? Arazideysek bezle eleyeceğiz. Karbon ve kum,
karbon müthiş bir şey çünkü toksik bileşenleri tutuyor.
Mineraller de ağır metallere tutunabilir, seramik Doulton
filtreleri en iyisi. İşte burada.
“30:01- 31:00” -- En sevdiğim
filtre bu. Pahalı olmayan bir filtre isteriz. Ben bekar bir anne ve
üç kızkardeşle büyüdüm.
Ekrandaki yazı:
Serbest gümüş iyonlarının mikro
organizmalar üzerinde çok düşük miktarlarda bile olsa toksik
etkisi bulunur. Fungusit, bakteriyel ve algesit etkisi vardır. Tıbbi
araştırmalar, gümüş iyonlarının, mikroorganizmaların nefes
almasını sağlayan enzimleri etkisiz hale getiren bir katalizör
olduğunu gösterir.
Doulton, jeolojik göllerin tabanında
milyonlarca yıl önce birikmiş kizel algından (tek hücreli alg),
sadece kizelgur veya diyatomlu toprak çıkarır.
Doulton hindistan cevizi kabuğu
kullanır. Tutunma etkisi sebebiyle, organik ve sağlığı tehdit
eden kimyasallara karşı suyu işlemede aktif karbon kullanılır.
İdareli bir şey istiyorsak, bu filtre
binlerce litre temiz su çıkarır, yani bir litrede 12 centten az
eder. Ayrıca hazır olduğunu haber verir. Bu seramik filtre iki
aşamalıdır, seramik filtre fosilleşmiş algden yapılmıştır,
bu yüzden çok minik delikleri bulunur ve bunlar filtrelediğiniz
maddeler sebebiyle tıkanır. Bu yüzden bu kile gümüş
emdirmişler. Koloidal gümüşün antibakteriyel etkisi var.
“31:01-32:00” -- Ayrıca sudaki
kloru ve florürü temizleyen ikinci bir filtresi daha var. Yani bu
filtre her işi görüyor. Ben bunu hortum bağlayıp kurdum. Bunu
teknemde kullanıyorum. Bağlayın, su doldurun çalışsın. Kil
bulunan bu filtrenin içinde hindistan cevizi kabuklarından bir
filtre daha var. Hindistan cevizi kabuğu, toksinleri arındıran
aktif karbon görevi görür. Size buraya gelen bazı insanları
göstermek istiyorum. 53 yaşında ayakta dik duran bir erkeğe
bakıyoruz. Hiç canının acımadığını söyledi. Ona, "vücudunun
aslı bu şekilde değil" diyemedim. Sağ tarafı, sol tarafı, şunlar
da kalbine giden sinirler. Sizce kalp ritmi bozukluğu var mıydı?
Kesinlikle. Yüksek tansiyonu var mıydı? Kesinlikle.
“32:01-33:00” -- Bu adamda aklınıza
gelebilecek her belirti vardı. Yeterince su içiyor musun, diye
sorduğumda, insanların yüzde doksanı, hayır, diyor. Daha fazla
su içmem gerektiğini biliyorum, diyorlar. Bu adam da
içmiyordu. 30 gün sonra tansiyon ilaçlarından kurtuldu, 90 gün
sonra işte bu hale geldi. Hala bir takım sıkıntılar çekiyor ama
ilaçlarından tamamen kurtuldu ve artık günde 2 litre su içiyor.
Bu daha mantıklı değil mi? İşte vücudunuzun ihtiyaç
duydukları.
Ekrandaki yazı:
Sağlıklı olmanın ve sağlıklı
kalmanın yolları
Düzgün bir sinir sistemi-
subluksasyon testinizi yaptırın
Düzenli egzersiz (her gün)
Doğru beslenme (B-3, C vit)
Yeterli miktarda uyku (her gece)
Dua ve meditasyon
Öncelikle suyunuzun filtrelenmesi
gerekiyor. Başlangıç için musluk suyu herhalde en iyisi. Aslında
en iyisi kaynak suyu, o yüzden gidip bir kaynak bulun. İkinci en
iyi, toksinleri ve zehirleri arıtacak seramik bir filtre
kullanacağınız musluk suyu.
“33:01- 34:00” -- Ayrıca mutlaka
sinir sisteminize baktırmalısınız çünkü her şeyi sinirler
kontrol eder. Sisteminize dotoks yapmak için mutlaka düzenli
egzersiz yapmalısınız, aynı zamanda gezegen için de iyi. Doğru
beslenme. Hayvan üretimiyle ilgili ne biliyoruz? Yiyemezsiniz. Et bağımlısıysanız bile olmaz. Tavuk gezegendeki en toksik
hayvanlardan biri. Kırmızı et kesinlikle zehir. Domuzu unutun
gitsin, o gıda bile değil. Bunu yapmayın, et diyetinizin bir
parçası olmasın. Gezegenle uyum içinde yaşayamaz ve su tasarrufu
yapamazsınız. Yaşam tarzınızı değiştirip, sebze temelli bir
diyete geçmelisiniz. Yeterli miktarda dinlenme, kesinlikle gerekli.
Her gece derin uykuya dalmalısınız. Tv karşısında uyuyorsanız
sonunda yüksek tansiyonunuz, diyabetiniz ve kronik hastalıklarınız
olur. Eğer doğru şekilde uyumazsanız daha erken ölürsünüz.
Dua ve meditasyon suyun yapısını nasıl değiştirir?
“34:01- 35:00” -- Nasıl bilmiyoruz
ama değiştirdiğinizi biliyoruz. Ve su da siseminizdeki fizyolojiyi
değiştirir. Bu hastadan mutlaka bahsetmem gerekiyordu, çünkü çok
eğlenceli. Unutmayın Karanlık Çağlarda yaşıyoruz. 66 yaşındaki
hastanın skolyozu 5 derece azaldı ve bu kadın üst kata çıkmak
için sandalye kullanıyordu, yürüyemiyordu, hiçbir şey
yapamıyordu. Bu filmleri ortopedistine götürdü ve doktoru ona
şöyle söyledi: “Evet iyileşmiş ama iyileşemezsiniz o yüzden
daha kötü olacaksınız". Ben de “Lütfen doktorun ne dediğini
daha yavaş tekrar eder misiniz? Belki de kulaklarım iyi
duymuyordur,” dedim. Bu doktor aldığı eğitime göre böyle bir
hastaya ilaç verir, bir ağrı kesici bir anti-enflamatuar verir.
Hasta mutlu mudur mutsuz mu? Antidepresan verir.
“35:01- 36:00” -- Dokuz ilaç
verilmiş hastaya. Ve bu dokuz ilaçtan hiçbiri hastanın
disklerinin onarılmasını sağlamıyor, metabolizmasını
iyileştirmiyor, sağlık vermyor. Verseydi o ilaçları ben de
alırdım. İçtiği suyu arttırdık, egzersizlerini arttırdık,
şimdi mutlu sağlıklı her şey yolunda. Böylesi daha mantıklı
değil mi? Bence öyle. Biz bunu yapıyoruz. Bizim kliniğimizde
muayene olmak biraz pahalıdır ama yazları ve kışları hariç. 20
dolara röntgen çektirir, fiziksel muayene olur, ilaç analizi
yaptırır, her türlü muayene edilirsiniz. Çünkü bize ülkenin
her yanından hastalar geliyor. Modesto'dan bir çift geldi, 5 saat
kuzeyde bir yer.
“36:01 -35:44” -- Fibromiyalji
hastasıydı, tedavi edilemez hastalıkları vardı. Bazı tedaviler
uyguladık ve kuzeydeki bir kayropraktiste gönderdik. Kurslara
başlayacağız ve insanlara tekniklerimizi göstereceğiz. Ve bunu
doktorların görebilmesi için internette yayınlayacağız. Böylece
Almanya'daki hastalarımız da oradan öğrenebilirler ve skolyozu
düzeltebilirler, hastalıkları tersine çevirebilirler, yüksek
tansiyonu tedavi edebilirler, kanserli tümörleri tersine
çevirebilirler. Haftaya evinizdeki gizli tehlikelerden bahsedeceğiz.
Buraya geldiğiniz için çok teşekkür ederim.
Not: Doktorun bahsettiği filtreden Türkiye'de bulamadım ama aynı özelliklere sahip bir filtreyi evin ana girişine hemen bağlatıyorum. Unutmayın ters ozmos yapmayacak, kloru ve florürü arındıracak. ┉🔲
Güzel bir yazı olmuş tebrikler : https://tabletadam.com/
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil