Sayfalar

9 Eylül 2013 Pazartesi

Bebeklerin 5 Süpergücü (Kuantum Dahil)





Bebekler genellikle yardıma muhtaç görünür ama aslında çok şaşırtıcı şeyler yapabiliyorlar! İşte 3 yaş altı çocukların sahip olduğu "süper güçler"
1. Su içgüdüsü
Herkes, beyni hayatta kalmaya yetecek kadar gelişmediği müddetçe aksamadan çalışacak olan bir dizi içgüdü ile birlikte doğar. Bu içgüdülerden biri, foklarda ve su altında yaşayan diğer hayvanlarda da bulunan "dalış refleksidir". Şu şekilde çalışır: 6 aylıktan küçük bir bebek suya daldırıldığında refleksle nefesini tutar. Bu sırada kalp kasının kasılmaları yavaşlayarak oksijeni tutar ve kan, hayati organlara, kalbe ve beyne pompalanır. Bu refleks sayesinde bebekler ciddi bir tehlike yaşamadan suyun altında yetişkinlerden çok daha uzun süre kalabilir.
2. Eğitilebilirlik
Çocuklar hayret edici bir hızla öğrenirler. Her yeni tecrübe, beyindeki nöronlar arasında güçlü bağlar oluşturur. Çocuk 3 yaşına geldiğinde, bu bağlantılar yaklaşık 1,000 trilyon adedi bulur. Bu sayı, yetişkinlerdekinin iki katıdır. 11 yaşından itibaren beyin fazlalık yapan bağlantılardan kurtulmaya ve öğrenme yeteneği azalmaya başlar.
3. Kuantum sezisi
Gerçeklik algısı deneyimlerimiz, temel parçacıkların davranışını denetleyen quantum mekaniğini anlamada önemli bir engeldir. Mesela, kuantum mekaniğine göre, foton veya elektron gibi bir parçacık "ne orada ne de burada", aynı anda her iki yerde birden ve ikisinin ortasındadır. Büyük bir parçacık grubu söz konusu olduğunda, bu "belirsizlik" kaybolur ve nesnenin belirli bir yeri olur. Ama bunları söylemek anlamaktan daha kolay: Bu kanunu anlama sezisi, bırakın herhangi bir yetişkini, Einstein'da bile yoktu.
Bebekler, gerçeklik algısına henüz alışkın değildir; bu da onların kuantum mekaniğini sezisel olarak anlamalarını sağlar. Bebekler 3 aylıkken henüz "nesnelerin kalıcı adresleri", yani bir nesnenin belirli bir zamanda yalnızca bir yerde olabileceği mantığına sahip değildir. Oyunlardan (mesela ce-ee oyunu) edinilen deneyimler bebeklerin şaşırtıcı bir seziyle, nesnelerin aynı anda herhangi bir yerde olabileceğini varsaydıklarını gösteriyor.
4. Ritim duygusu
Tüm bebekler bir ritim duygusuyla doğarlar. Bu teori 2009'da şu deneyle kanıtlandı: 2-3 günlük bebekler başlarına bağlanan elektrotlarla davul ritimleri dinlediler. Araştırmacıların ritmi bozduğu deneylerde bebeklerin beyinleri, takip edecek sesi "önceden bildiğini" gösterdi. Bilim insanları ritim duygusu sayesinde bebeklerin, ebeveynlerinin konuşma tonunu anladıklarına ve kelimeleri bilmeden anlamlarını yakalayabildiklerine inanıyor. Ayrıca bu sayede çocuklar anadilleriyle diğerleri arasındaki farkı da anlayabiliyor.
5. Sevimlilik

Evet, sevimli olmak ve bu sayede yetişkinlerde olumlu duygular uyandırmak da sadece küçük çocukların sahip olduğu bir yetenek. Bilim insanları, bebekler sevimli olmasaydı yetişkinlerin onları acınası, çaresiz, aptal ve sevilemeyecek kadar sıkıcı bulacaklarına inanıyor.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İsimsiz yorum yapmak istiyorsanız lütfen "yorumlama biçimi" kutucuğunun içinden en altta yer alan "anonim"i seçiniz. Bunu yapmazsanız bir kullanıcı hesabıyla yorum yapmanız istenecek. Hesabınız yoksa yazdığınız yorum gözükmeyecek.