Geçtiğimiz
aylarda NTV bir haber yayınlamıştı. “İnsanlara çip takılması onaya kaldı” Bu haberde özetle deri altına yerleştirilecek bu mikroçipin kimlik belirlenmesinde kullanılacağı anlatılıyordu. Güvenlik öncelikli mekanlarda kullanılması öngörülüyor, sivil toplum kuruluşları karşı çıkıyordu.
Ne
demişti "Yeni Dünya Düzeninin" savucusu Illuminati? "İnsanları kontrol etmek için onlara çip
takacağız. Bunu kendileri isteyecek."
Peki neden mi? Beyninizin kapasitesini arttıracağını, öğrendiklerinizi unutmamanızı sağlayacağını bilseniz, sınavlarla dolu bir hayatınız olsa taktırmaz mısınız? Hayır mı? Peki diğer rakipleriniz takıyorsa ve siz takmadığınız için geri kalacaksanız? Peki yaşlandığınızda bunamayı engelleyecekse? Yine mi taktırmazdınız? Bu teknolojinin geliştirilmesine, uygulanmasına, hele hele insanları bu uygulamaya mecbur etmeye daha çok var diye mi düşünüyorsunuz? Bilim dünyasından son haberimiz şöyle:
Beyin
İmplantı ile Anıları Depolamak Artık Mümkün
"Sil
Baştan" (Eternal Sunshine of the Spotless Mind),
filmindeki karakterler, hafızalarını silecek bilimsel bir deneye
girişmişlerdi. Peki ama ya hafızayı silmek yerine, onu depolamak
mümkünse? Ünlü bir nörobilimci bunu mümkün kılmak için
çalışıyor.
Güney
California Üniversitesi'nden Theodore Berger, insan beynindeki
hipokampusun (beyin çıkıntısı) bir bölümünün yerine geçerek
hafızayı kaydedebilecek bir implant üzerinde çalışıyordu.
Berger buluşunu, bu yıl 15-16 Haziran tarihlerinde New York'ta
yapılan Uluslararası “Küresel Gelecek 2045” Kongresinde
açıkladı. Fareler ve maymunlarda başarıyla denenmiş olan cihaz,
şimdilerde insanlar üzerinde deneniyor.
Hipokampus
, beynin temporal lobunun içlerinde yer alan ve kısa süreli
anıları, uzun süreli anılara dönüştüren bir yapı. Epilepsi
ve diğer nörolojik rahatsızlıklar, bireylerin yeni anılar
üretmesini engelleyerek hippocampusa zarar verebilir.
Berger
ile meslektaşları tarafından geliştirilen cihaz, hipokampusun
hasarlı kısımlarının yerine geçebildiği gibi, sağlıklı bir
hipokampusun işleyişini de geliştirebiliyor. Elektrotları
bulunan bir mikroçip hipokampusa yerleştiriliyor ve kısa süreli
anı sinyallerini kaydediyor. Daha sonra bu sinyaller, uzun süreli
anılara matematiksel olarak dönüştürülecekleri bir bilgisayara
gönderiliyor ve en sonunda, hipokampusun başka bir kısmını
harekete geçiren ikinci bir dizi elektrota gönderiliyor.
Bu
cihazın amacı gizli anıları ortaya çıkartmak değil, uzun
süreli anılara nasıl dönüştürüldüğünü öğrenmek.
Berger,“Çeviri yapmanın kuralları gibi işliyor," diyor ve
anıların kelimelere denk olduğunu, bunların matematiksel
dönüşümünün çeviri sürecine benzediğini ekliyor.
Berger’ın
ekibi bu cihazı, basit bir ezber yapmaya eğitilmiş fareler
üzerinde denemiş. İmplant yerleştirilen her fare, iki kaldıraç
bulunan bir ortama yerleştirilmiş. Fareye ilk başta bu
kaldıraçlardan biri gösterilmiş ve fare bunu itmeyi öğrenmiş.
Bir süre sonra, ortamın her iki tarafındaki iki kaldıraç birden
gösterilmiş; fare ikinci kaldıraca bastığında su gelmiş.
Farenin ilk önce hangi kaldıracı iteceğini öğrenmesi bu deneyin
başarılı olduğunu gösteriyormuş.
Hafıza
implantlarını sınamak için araştırmacılar, farelere hafızanın
doğal işleyişini bozacak bir kimyasal vermiş ve deneyi
tekrarlamışlar. Fareler hala kaldıraçları doğru şekilde
kullanabiliyor, yani yeni anılar üretebiliyorlarmış. Başka bir
deyişle implantlar, farelerin gerekli bilgiyi hatırlamasına yardım
etmişler.
İlginçtir
ki, araştırmacılar bu implantların, kimyasal madde enjekte
edilmeyen farelerin de hafıza işleyişini iyileştirebildiğini
bulmuşlar.
Berger'ın
ekibi, bu cihazın maymunlarda da aynı derecede etkili olduğunu
görmüş. Şimdiyse, epilepsi hastaları üzerinde çalışıyorlar.
Berger şimdiye dek yeterince veri toplayamadıklarını söylüyor
ama ona göre bu deneyin çok önemli sonuçları olacak.
Bu
işi doğru yapmak için tek bir seferlik şans bulunduğundan asıl
sorunun, kısa süreli anıların, uzun süreli anılara
matematiksel olarak nasıl dönüştürüleceğine karar vermek olduğunu
söylüyor.
Berger'a
göre bu cihazın hastalarda etkili olmasının önemli unsurlarından
biri de, hasta beyninin sağlayacağı uyum veya esnekliği. "Kişinin
cihaz üzerindeki etkisi, cihazın kişi üzerindeki etkisinden daha
fazla," diyor.
Araştırmanın
nihai hedefi, kaybolmuş anıyı saklayabilecek veya normal insan
hafızasını geliştirebilecek bir cihaz yaratmak. Ama hafızanın
değiştirilmesi boyutundan bakılınca işler büyüyor: İnsanlar
anılarını denetleyebildiğinde, değiştirme yetisine de sahip
olacaklar mı?
Böyle
bir değişimin kişiler üzerindeki sonuçları ne olacak? Anılar
deşifre edilip mahkemede delil olarak kullanılabilecek mi? Yoksa
insanlar anılarını silip yerine yepyeni anılar mı yerleştirecek?
Bugünkü durumda, bu sorular cevaplanmamış bir halde duruyor.
Haber böyle söylüyor ama ben açıklanan teknolojinin, bulunan teknolojinin çok gerisinde olduğunu düşünüyorum. Aklıma bir sürü soru geliyor. Anıları depolamak mümkünse, değiştirmek de olasılıklar dahilinde mi? Bir anıyı hafızadan tamamen çıkartmak veya başka birinin anılarına sahip olmak mümkün mü? Değiştirilen anılarla birine düşman olabilir miyiz? Birini çok sevebilir miyiz? Bunlar sahiden mümkün mü? Bu soruların cevabını da bilim versin. Yazacağım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İsimsiz yorum yapmak istiyorsanız lütfen "yorumlama biçimi" kutucuğunun içinden en altta yer alan "anonim"i seçiniz. Bunu yapmazsanız bir kullanıcı hesabıyla yorum yapmanız istenecek. Hesabınız yoksa yazdığınız yorum gözükmeyecek.