Sayfalar

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Çip taktırır mıydınız?




Geçtiğimiz aylarda NTV bir haber yayınlamıştı. “İnsanlara çip takılması onaya kaldı” Bu haberde özetle deri altına yerleştirilecek bu mikroçipin kimlik belirlenmesinde kullanılacağı anlatılıyordu. Güvenlik öncelikli mekanlarda kullanılması öngörülüyor, sivil toplum kuruluşları karşı çıkıyordu. 
Ne demişti "Yeni Dünya Düzeninin" savucusu Illuminati? "İnsanları kontrol etmek için onlara çip takacağız. Bunu kendileri isteyecek."
Peki neden mi? Beyninizin kapasitesini arttıracağını, öğrendiklerinizi unutmamanızı sağlayacağını bilseniz, sınavlarla dolu bir hayatınız olsa taktırmaz mısınız? Hayır mı? Peki diğer rakipleriniz takıyorsa ve siz takmadığınız için geri kalacaksanız? Peki yaşlandığınızda bunamayı engelleyecekse? Yine mi taktırmazdınız? Bu teknolojinin geliştirilmesine, uygulanmasına, hele hele insanları bu uygulamaya mecbur etmeye daha çok var diye mi düşünüyorsunuz? Bilim dünyasından son haberimiz şöyle:

Beyin İmplantı ile Anıları Depolamak Artık Mümkün
"Sil Baştan" (Eternal Sunshine of the Spotless Mind), filmindeki karakterler, hafızalarını silecek bilimsel bir deneye girişmişlerdi. Peki ama ya hafızayı silmek yerine, onu depolamak mümkünse? Ünlü bir nörobilimci bunu mümkün kılmak için çalışıyor.
Güney California Üniversitesi'nden Theodore Berger, insan beynindeki hipokampusun (beyin çıkıntısı) bir bölümünün yerine geçerek hafızayı kaydedebilecek bir implant üzerinde çalışıyordu. Berger buluşunu, bu yıl 15-16 Haziran tarihlerinde New York'ta yapılan Uluslararası “Küresel Gelecek 2045” Kongresinde açıkladı. Fareler ve maymunlarda başarıyla denenmiş olan cihaz, şimdilerde insanlar üzerinde deneniyor.

Hipokampus , beynin temporal lobunun içlerinde yer alan ve kısa süreli anıları, uzun süreli anılara dönüştüren bir yapı. Epilepsi ve diğer nörolojik rahatsızlıklar, bireylerin yeni anılar üretmesini engelleyerek hippocampusa zarar verebilir.
Berger ile meslektaşları tarafından geliştirilen cihaz, hipokampusun hasarlı kısımlarının yerine geçebildiği gibi, sağlıklı bir hipokampusun işleyişini de geliştirebiliyor. Elektrotları bulunan bir mikroçip hipokampusa yerleştiriliyor ve kısa süreli anı sinyallerini kaydediyor. Daha sonra bu sinyaller, uzun süreli anılara matematiksel olarak dönüştürülecekleri bir bilgisayara gönderiliyor ve en sonunda, hipokampusun başka bir kısmını harekete geçiren ikinci bir dizi elektrota gönderiliyor.
Bu cihazın amacı gizli anıları ortaya çıkartmak değil, uzun süreli anılara nasıl dönüştürüldüğünü öğrenmek. Berger,“Çeviri yapmanın kuralları gibi işliyor," diyor ve anıların kelimelere denk olduğunu, bunların matematiksel dönüşümünün çeviri sürecine benzediğini ekliyor.
Berger’ın ekibi bu cihazı, basit bir ezber yapmaya eğitilmiş fareler üzerinde denemiş. İmplant yerleştirilen her fare, iki kaldıraç bulunan bir ortama yerleştirilmiş. Fareye ilk başta bu kaldıraçlardan biri gösterilmiş ve fare bunu itmeyi öğrenmiş. Bir süre sonra, ortamın her iki tarafındaki iki kaldıraç birden gösterilmiş; fare ikinci kaldıraca bastığında su gelmiş. Farenin ilk önce hangi kaldıracı iteceğini öğrenmesi bu deneyin başarılı olduğunu gösteriyormuş.
Hafıza implantlarını sınamak için araştırmacılar, farelere hafızanın doğal işleyişini bozacak bir kimyasal vermiş ve deneyi tekrarlamışlar. Fareler hala kaldıraçları doğru şekilde kullanabiliyor, yani yeni anılar üretebiliyorlarmış. Başka bir deyişle implantlar, farelerin gerekli bilgiyi hatırlamasına yardım etmişler.
İlginçtir ki, araştırmacılar bu implantların, kimyasal madde enjekte edilmeyen farelerin de hafıza işleyişini iyileştirebildiğini bulmuşlar.
Berger'ın ekibi, bu cihazın maymunlarda da aynı derecede etkili olduğunu görmüş. Şimdiyse, epilepsi hastaları üzerinde çalışıyorlar. Berger şimdiye dek yeterince veri toplayamadıklarını söylüyor ama ona göre bu deneyin çok önemli sonuçları olacak.
Bu işi doğru yapmak için tek bir seferlik şans bulunduğundan asıl sorunun, kısa süreli anıların, uzun süreli anılara matematiksel olarak nasıl dönüştürüleceğine karar vermek olduğunu söylüyor.
Berger'a göre bu cihazın hastalarda etkili olmasının önemli unsurlarından biri de, hasta beyninin sağlayacağı uyum veya esnekliği. "Kişinin cihaz üzerindeki etkisi, cihazın kişi üzerindeki etkisinden daha fazla," diyor.
Araştırmanın nihai hedefi, kaybolmuş anıyı saklayabilecek veya normal insan hafızasını geliştirebilecek bir cihaz yaratmak. Ama hafızanın değiştirilmesi boyutundan bakılınca işler büyüyor: İnsanlar anılarını denetleyebildiğinde, değiştirme yetisine de sahip olacaklar mı?
Böyle bir değişimin kişiler üzerindeki sonuçları ne olacak? Anılar deşifre edilip mahkemede delil olarak kullanılabilecek mi? Yoksa insanlar anılarını silip yerine yepyeni anılar mı yerleştirecek? Bugünkü durumda, bu sorular cevaplanmamış bir halde duruyor.
Haber böyle söylüyor ama ben açıklanan teknolojinin, bulunan teknolojinin çok gerisinde olduğunu düşünüyorum. Aklıma bir sürü soru geliyor. Anıları depolamak mümkünse, değiştirmek de olasılıklar dahilinde mi? Bir anıyı hafızadan tamamen çıkartmak veya başka birinin anılarına sahip olmak mümkün mü? Değiştirilen anılarla birine düşman olabilir miyiz? Birini çok sevebilir miyiz? Bunlar sahiden mümkün mü? Bu soruların cevabını da bilim versin. Yazacağım...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İsimsiz yorum yapmak istiyorsanız lütfen "yorumlama biçimi" kutucuğunun içinden en altta yer alan "anonim"i seçiniz. Bunu yapmazsanız bir kullanıcı hesabıyla yorum yapmanız istenecek. Hesabınız yoksa yazdığınız yorum gözükmeyecek.